İZCİLİĞİN BABASI
1- 1900 yılında, İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika’da, Hollanda asıllı Boer’ler, isyan çıkarmışlardı. Tam yediaydır, Mafeking isimli küçük bir kasabayı kuşatıyorlardı. Bir avuç İngiliz askeri ise İngiltere’den yardım
gelmesini beklerlerken, kasabayı kahramanca savunuyordu. Başlarında Albay Robert Baden-Powell
bulunuyordu. Nihayet, İngiltere’den uzun süredir beklenen haber geldi: “Mafeking kurtarıldı!” Halk sokaklara
dökülmüş, sevinç gösterileri yapıyordu.
2- Baden-Powell İngiltere’ye geldiğinde, İngiliz gençliğinin başıboş, kendi hallerinde, amaçsızca yaşadıklarını gördü.
O günlerdeki birkaç gençlik kurumu, genç çocuklara bazı askeri bilgiler vermekten ve onları uygun adım
yürütmekten başka bir şey yapmıyordu. Aklı, yepyeni fikirlerle doluydu. Evet, İngiliz gençleri, İngiliz çocukları
için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bu uğurda uğraşacaktı.

çevresinde ne güzel günler geçirdiğini, bunların kendisine ne büyük bir mutluluk verdiğini hatırlıyordu. Kamp
hayatındaki disiplinin, dikkatin, kendine güvenin, arkadaşlara karşı bağlılığın, gençler için hem yararlı, hem
eğlenceli olacağına inanıyordu. Düşüncelerini ispatlamak için Baden-Powell 21 çocuğu Dorset’teki, Brownsea
adasında kamp kurmaya davet etti...
4- Yıl 1907’ydi. Bu ilk “İzci Kampı” bütün yurtta büyük bir başarı kazandı. Baden-Powell ilk tecrübelerini ve bu
konudaki diğer fikirlerini “İzcilik” isimli küçük bir kitapta topladı. Bu kitap, bir anda bütün gençler tarafından
benimsendi. Baden-Powell, birçok gencin bu kitaptaki fikirlerden faydalanarak, kendi aralarında izci kulüpleri
kurduklarını görerek, şaşkınlıklar içinde kaldı. İşte izcilik hareketi başlamıştı. Ve hızla yayılacaktı artık...
5- İngiltere’nin dört bir yanında izci oymakları kurulmuştu... 04 Eylül 1910’da, on bir bin izci,
Londra’daki Kristal salonunda bir araya gelerek, seyircilere izcilikte kullanılan çeşitli teknikleri gösterdiler. Aynı
yıllarda Türkiye’de de izcilik duyulmaya başladı... Edirne Öğretmen Okulu öğretmenlerinden Ahmet Bey ilk
teşkilatı kurdu... Bunları Galatasaray, Darüşafaka ve İstanbul Liselerinin taburları izledi. 1912’de ilk izci örgütü
Enver Paşa’nın başbuğluğunda kuruldu.6-Kristal Saray’daki bu büyük toplantı, İngiltere’de ne kadar güçlü bir
izcilik anlayışı olduğunu ortaya koydu. İzci olan gençlerin günlük yaşantıları, hal ve tavırları bambaşkaydı artık.
İzcilerle ilgili hikâyeler arasında şöyle bir hikâyeye de rastlıyoruz. Londra’nın sisinde kaybolan bir Amerikalıya
bir izci yardım etmişti. Amerikalının teklif ettiği bahşişi de kabul etmemişti genç çocuk. Amerikalı, yurduna
döner dönmez, ilk iş olarak bir izci teşkilatı kurmak oldu..7- 1907 yılında, artık Avrupa’nın her yerinde izcilere
rastlamak mümkündü. Çeşitli ülkelerden gelen Altı Bin izci, bu kez de Londra’nın büyük Olympla Salonu’nda bir
araya geldi. İşte bu büyük toplantıya, “Jamburi” (Kızıl derililerden alınma bir kelime) ismi verildi. İlk Jamburi’de
Baden-Powell’e, Başbuğ unvanı verildi. Baden-Powell yorulmak bilmiyor ve dünyanın her yerine izciliği yaymak
için koşuyordu. Amacı gençlerin iyi çağlarını insanlık için değerlendirmekti...
8- Artık Baden-Powell pek genç değildi. Ancak bu unvanı aldıktan sonra dünyadaki bütün izci kuruluşlarını
görmek üzere bir geziye çıktı. Her yıl başka bir ülkede Jamburi’ler tertiplendi... 1931 yılında Hollanda’daki
Jamburi’de, bütün ülkelerden gelen 26.000 genç izcinin önünde, dünyanın bütün izcilerine veda etti. Dört yıl
sonra hayata gözlerini yumdu. Artık o yoktu. Ama ismi bütün gençler arasında yaşayacak ve her vesile ile saygı
ile anılacaktır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder